Bir Deliler Evinin Yalan Yanlış Anlatılan Kısa Tarihi


''Bir Deliler Evinin Yalan Yanlış Anlatılan Kısa Tarihi'' benim okuduğum ikinci Ayfer Tunç kitabı. Kendisiyle tanışıklığımız son kitabı ''Yeşil Peri Gecesi''ile olmuştu. Ama ne tanışma !
Kitabın sonunda ayağa kalkıp yazara saygı duruşunda bulunmak istemiştim. Kelimeleri kullanma şekli, ardarda sıralanan cümlelerin arasındaki ahenk, tanımlayamadığım büyülü yazım tarzı takdire şayandı. Nasıl da atlamıştım Ayfer Tunç'u. Neyse dedim ''zararın neresinden dönersen kârdır.'' Hiç tanışmayabilirdin de kendisiyle, buluştuk ya nihayet olsun.

''Bir Deliler Evinin Yalan Yanlış Anlatılan Kısa Tarihi'' tavsiye üzerine okunmak için edinilen ikinci kitap oldu böylelikle. Kendileri 2011 yılının ilk günlerini paylaştı benimle. Karadenizin büyülü şehirlerinden birinde, denize neden sırtını döndüğü bilinmez bir deliler evinde, bazen günümüzde bazen yıllar öncesinde yolculuk ettik durduk beraber.

Hastanenin labirenti andıran koridorlarında yazarın kahramanlarının peşinde sürüklenip durdum. Kitabın konusunu anlatmaya kalksam bir türlü hikayeyi toparlayıp bir özet çıkaramayacağım roman son derece sürükleyici, tarif edilemez bence. Sürekli değişen sahne üzerinde oyuncular bir bir sahnede yerlerini alıp, rollerini oynadıktan sonra geldikleri gibi tekrar hayatımızdan sessizce çekiliyorlar.
Bu kadar çeşitlilik gösteren kurgusal kişilikler çevremize baktığımızda hayatın içinden hikayelerden oluşan yaşam öyküleriyle kitabı renklendirirken, romanın içine kolayca, çabasızca sızabilme ustalığını sergiliyorlar. Sanki tükenmeyen, sonlanmayan bir bayrak yarışı gözler önünde sergilenen... Bir kahramanın bayrağı teslim ettiği noktada, diğer kahraman bayrağı sonrakine devretmek için yoluna devam ediyor.

Sıkmayan, sürükleyici, keyifli bir roman ''Bir Deliler Evinin Yalan Yanlış Anlatılan Kısa Tarihi.''
Seyre doyulmaz bir insan manzaraları geçidi;izlenmeye ve alkışlanmaya değer.

Etiketler: