 |
New York'ta karşıma çıkan ilk park Bryant Park'dı. Gertrude Stein'ın büyük bedenine emanet edilmişti. |
Halkın nefes alması için gökdelenlerin ortasında bir vaha gibiydi. Eh, takdir etmek gerekirdi ki, öğle yemeklerini yemek için insanlar AVM'ler yerine bir ağacın gölgesini tercih ediyordu.
 |
San Francisco- Muir Woods |
Ahşap çitlerle çevrili patikanın dışına çıkıp, ağaçlara dokunmak yasak. Özenle ayrılmış ağaçlar dışında; zira San Francisco'da bulunan sekoya ağaçları bin yıllık uzak bir tarihe tanıklık ediyorlar!!!
 |
New York'un orta yeri- Madison Square Park |
 |
Central Park |
Hepimizin gitmeden tanıdığı Central Parkı anlatmaya gerek bile yok. İsteseler parkın kapladığı alana bir tane daha New York şehri sıkıştırırlar. Bir hayli AVM'de konailir tabii yerine!!!!
 |
Parc Monseau |
Alice Harikalar Diyarı'nın Alice'inin eteklerine hiçbirimiz çocukken tırmanamadık. Hangi biriniz o tavşan deliğinden aşağı kendini bırakmayı ve büyülü bir yola çıkmayı hayal etmedi? Paris'in orta yerinde çocuklar, Alice ve tavşanıyla arkadaş!!!!
 |
Luksemburg Bahçeleri... |
Parkın bu heykelin arkasında kalan giriş kapısında Fareli Köyün Kavalcısı karşılıyor ağaçların arasına karışmak isteyenleri... Öğle arasında masallara yolculuk kabul görüyor dünyanın her bir köşesinde...
Güvercinler, minik kırıntıların peşinde...
 |
Hyde Park!! Kuzey ve annesi engelleyemedikleri bir özentinin parçası olmuş durumdalar!!! |
Birkaç gündür dilimin ucundan fırlayan cümleleri buraya döküp döküp siliyorum. Anlayamıyorum!!!
Haydi Türkiye AVM'lere diyorum!!!!
Etiketler: new york gezi notları, new york gezi yazıları