Cezanne ve Aix!

Hâlâ Aix en Provence'da Cezanne'ın peşinde gezmeye devam ediyoruz di mi? Ben bu şehre aşık oldum, itiraf ediyorum. Şimdi geriye dönüp baktığımda şehrin bana kesif bir huzuru anımsattığını daha yakından fark ediyorum. An itibariyle pencerenin hemen dışında usul usul yağan yağmuru, bir de orada bir kafenin terasında, elimde sıcacık bir kahveyle seyretmeyi ne çok isterdim. Kahveye, sessizce yağan yağmura ve Arnavut kaldırımlı sokaklara kendini teslim etmiş bir şehir gibisi yoktur.

Yine Cezanne'ın peşine düşeceğiz düşmesine ya, Cours Mirabeau üstündeki kafelerin hayalinden alamıyorum kendimi.

Cezanne'ı Aix en Provence sokaklarında kaldırımların üstüne işlenmiş ''C'' harfleri eşliğinde izledik. Yanımızdaki dokuz yaşındaki çocuğun, elinde harita ile sokaklara serpilmiş bu işaretlerin peşinde koşturmasını sizin de izlemenizi ne çok isterdim. Tabii Fransa'nın güney köşesinde yakaladığım bu keşif duygusunu çocuğum kendi şehrinin orta yerinde de yakalasaydı. Atlasaydık yandan çarklı ada vapuruna, köpüklerin arasından varsaydık  Burgaz Ada'ya.  Yol kenarlarına döşenmiş ''S'' harfinin ardına düşerek Sait Faik'i bulsaydık bir köşkün duvarlarının arasında...

Demem o ki, hayale yakın bir ruh halindeyim masamın başında...

Cezanne'a gelince... Gideceklere küçük bir uyarı: Şehre varmadan önce bilgisayar başına geçerek, Cezanne'ı anlatan tarihi üç yerin biletlerini alabilmek mümkün.


Liste şöyle:

Etiketler: ,