Masamın üstünde ne var ya da masamın üstünde ne yok?
Çalışma masam yeni! Daha önüne oturup gerçekten hakkını verecek kadar çalışamamış olsam da, yakın zamanda evimize geldiğinden beri onunla uzun saatler geçirmeyi hayal ediyorum.
Hayallerim daha çok, artık çalışmayıp evimde oturup keyif çatabileceğim zamana gelip dayanıyor.
Sen çalışmadan yapamazsın diyor etrafımdakiler!
Bunun büyük bir yalan olduğunu onlar da ben de biliyorum!
Neden çalışmadan yapamayayım ki?
 |
Bu küçük adamı hep sevdim! O da benimle oturmayı çok seviyor olmalı, hep masamda bana bakıyor. |
Sabahları yine aynı saatte kalkıp yürüyüş yapabilirim mesela.
Sonra biraz daha uzun bir kahvaltı ederim. Gazetelerde okunacak bir şey kalmadığı kararımdan vazgeçmez, onun yerine dergi karıştırabilirim bu sefer keyif çayımı yudumlarken.
 |
Bir türlü kitap almaktan vazgeçemediğim için, masam okunmamış kitaplarla dolu! |
Sonra çok sevdiğim, içinde kitaplarımın ve okuma koltuğumun olduğu bu odaya çıkarım.
Çalışma zamanım gelmiş olur; kahvenin kokusu odayı doldurmuşken defterimi açarım önüme, neler yazmışım bugünlerde diye şöyle bir göz atarım.
Evet, yazdığım bir yazıyı toparlamam gerekiyordu, ona bakarım. Bloga bir yazı yazarım.
Zamanın nasıl geçtiğini fark edemem. Allahım ne çabuk öğlen oldu böyle diye hayıflanırım.
 |
Defterin sırası gelsin diye sabırsızlanıyorum! |
Bahçeye çıkarım biraz. Ne zamandır tomurcuk halinde durup, beni meraktan çatlatan güllere bakarım. Güzellikleri karşısında şaşırırım. Milyonuncu kez filmlerde görüp çok özendiğim Viktorya dönemi kadınları gibi gül makasıyla birkaç gülü kesip, evdeki vazoya yerleştirsem mi düşünürüm; kıyamam.
''Çiçek dalında güzel'', diye mırıldanırım.
 |
Paris'te görüp aldığım kutunun içine yolculuklarımızdan kalan biletlerimizi koyuyorum. |
Hafif bir şeyler atıştırırım. Evin tüm yükünü kocamın sırtına yüklediğim için mutlu olurum. Düşünecek pek bir şey kalmamıştır bana, sevinirim.
 |
Hep okunmamışlar olacak değil ya masamda, bunlar da bitenler! |
Akşama ne yemek pişirsek sorusu takılır aklıma; aman daha çok var akşama der, unuturum.
Kitabımı alırım elime.
Biraz okurum, kapı çalar.
Çene çalmak için gelen arkadaşımla otururum.
Belki aynı filmi seyretmeyi çeker canımız, kim bilir?
Vizyona ne çok film girmiştir bu aralar...
Hiç farkında olmadan tüm film festivallerini, tiyatro oyunlarını, etkinlikleri takip etmeye başlarım.
Saatler daha yavaş ilerliyordur sanki...
 |
Bekleyenler, bekleyenler... |
Sonra an gelir, hayalim gerçeğe döner. Karışık masamla karşı karşıya kalırım:)
Masam karışık olsa da, ben hayal kurmaktan vazgeçmem. Küçük dünyamı elime alır, ağzıma lezzetli bir
çikolata atarım.
Etiketler: Günlük Hikâyeler