İskoçya Notları: Edinburgh'da ne yemeli?

Edinburgh'da ne yemeli sorusunu kime sorarsanız sorun size verecekleri cevap, ''Haggis!'' olacaktır.

Pek tabii, biz de Edinburgh'a kadar gitmişken Haggis'i denemeden dönmedik. ''Biz'' derken, ailemizin yemek denemek konusunda açık görüşlü olan tek kişisinden bahsediyorum: Ben!

Haggis'i nerede yiyeceğimizi resepsiyonda çalışan güler yüzlü kızdan öğrendik. Royal Mile üzerindeki yan yollar üstünde küçük bir restorandı gittiğimiz yer: Stac Polly.
Şehirde iki şubesi olan bu restoranın St. Mary Sokağı'nda olanına gittik. İskoç yemekleriyle ünlü bir yerdi. Küçük kapısından içeri girdik. Garson tarafından oturtulmayı bekledik. Önceden rezervasyonumuz olmadığı için restoranın ön kısımları rezerve edilmişti. Bu yüzden arkara tarafa oturtulduk fakar arka tarafta güzeldi. Değişik bir yemek yiyeceğimiz düşünülürse restoranın dekorasyonu hoşumuza gitti.


Selçuk ve bana birer kadeh şarap söyleyerek başladık. Ne yazık ki menüde Kuzey'e uygun bir yemek yoktu. Buraya gelmeden önce, onu daha sonra yerdirmek konusunda karar vermiştik. Ben cesur davranarak ve verdiğim kararın arkasında durarak ''haggis'' sipariş ettim. Sonuçta İstanbul'da da kokoreç yiyen bir insan olarak ne kadar kötü bir durumla karşı karşıya kalabilirdim ki?

Haggis ne derseniz?
Her tarafta ayrı ayrı bilgiler yazmasına rağmen genel olarak koyun ya da kuzunun  karaciğer, kalp, akciğer gibi organlarının kaynatılarak yapıldığı bir yemekten bahsediyoruz. Daha sonra kıyma haline getirilen bu karışım yağlarından ayırılıyormuş ve yulafla karıştırılıyormuş. Benim tabağıma gelen püre şeklinde kahverengi bir karışımdı. Tabağımın diğer kenarında da havuçtan ve patatesten yapılma bir püreler vardı. Etin tadı biraz yoğun geldi. Masadaki diğer arkadaşlar da buraya kadar gelmişken cahil kalmayalım diyerek yemeğimin tadına baktılar. Herkes yediğine göre pek fena sayılmaz değil mi?

İşte meşhur Haggis'im!


Benim kişisel fikrimse, karışımın sakatat kısmının yoğun olması. Bu sebepten yemeğimi direk ağzıma atmaktansa, ekmeğimi bandıra bandıra yemeyi tercih ettim. Üstüne de şarabımı kafama diktim. Yemek bittiğinde karnım tıka basa doymuştu. Haggis'in doyurucu bir yemek olduğu fikrine sonuna kadar katılıyorum yani!

İstanbul'da kokoreç, işkembe vb. sakatatları yiyen arkadaşların hepsi haggisi de rahatlıkla yerler.
Selçuk yemek seçeneğini tavuktan yana kullandı. O da yemeğini çok beğendi. Bizim hiç acıkmayan oğlumuzda, masaya gelen ekmeği ve tereyağını görünce üstüne tuz dökerek beş dilim falan yedi. :)
Haggis yemek isteyenlere duyurulur!

Etiketler: , , , ,