Lizbon uçağını nasıl kaçırdım?


Fotoğraf: Şuradan
Bazen şöyle şeyler olabiliyor: Hiç beklemediğin bir anda uzun zamandır hayalini kurduğun bir tatile doğru uzanan uçağı kaçırabiliyor, unutmamak için yüzlerce kez kendine tekrar ettiğin bir şeyi bavuluna koymayı unutabiliyor, başkalarının başına gelebilecek şeylerin kendi başına gelebileceğine inanmıyorsun. 

Evet... Lizbon uçağını kaçırdım.
Uçağı kaçırmama çok üzüldüm ama buna pek de şaşırmadım. 
Kendi paramı kazanıp, benimle aynı seyahat etme zevkini paylaşan biriyle evlendiğimden beri geziyorum. Hayatımda yaptığım en doğru hareketlerden biri yıllardır orada burada gezinip durduğum bu adamla evlenmek. Aynı ortak zevkleri paylaşıyor olsak da birbirimizden tümüyle farklı iki insanız. 
Kitap okumaktan, sinemaya gitmekten, gezmekten ikimiz de çok hoşlanırız. Bunun yanında ikimiz de içkiyi sıcak bir yaz gününün ortasında bir kadehte bırakır, sessizliğe övgüler yağdırabilir, yan yanayken susup mutluluktan uçabiliriz.


Demem o ki, muhtemelen havaalanından belki de bir kavgayla dönmemiz gerekirdi eve. Oysa öyle olmadı. Ben Lizbon'a gidecek uçağın saatine yanlış bakmıştım; hem de birkaç kez. Atatürk Havaalanı'ndan saat 7.30'da kalkan uçak, Lizbon saatiyle 10.30'da orada oluyordu. Biletin çıktısını almama rağmen uçağın saatinin 7.30 olduğunu hiç fark etmedim. Selçuk bana her sorduğunda 10.30 dedim. O, her yolculuk öncesinde mutlaka check-in yapmasına rağmen bu sefer nedense onu yapmayı ihmal etti. Bir gece önce bu işlemi yapsaydık uçağımızın saatini görecek ve uçağı kaçırmayacaktık. Beraber bir uçağı kaçırmak için ne gerekiyorsa hepsini yaptık. Bavulumuzla beraber yağmurlu bir hafta sonunu geçireceğimiz evimize geri döndük.

Olan oldu bir kere. Bundan alınacak dersi anlamak gerekiyor. 
Çok seyahat ediyoruz. Bu sebepten buna çok alıştık ve rahatladık. Bir yere gitmek bizim günlük rutinimizi bozmuyor. Aynı günün akşamında eve gidiyor, yemeğimizi yiyor, yatmadan önce bavulumuzu hazırlıyoruz. 
Yirmi yıldır seyahat eden bir insan olarak böyle bir olayın başımıza gelmesi kaçınılmazdı herhalde. 
Şimdi kendimizi toparlama zamanı. 

Peki bir uçağı kaçırırsan ne öğrenirsin? Olmasın ama olur da uçağınızı kaçırırsanız başınıza geleceklerden haberdar edeyim sizleri.


Birkaç ay önce bir arkadaşım Nice'e giden uçağını kaçırmış ve 800,00 TL vererek bir gidiş bileti daha almıştı. Dönüş biletinin olmadığı ne yazık ki bileti aldıktan sonra öğrenmiş, 1500,00 TL tutarındaki dönüş biletini de doğal olarak alamamıştı. Onun başına gelenleri ondan dinlememiş olsaydım ben de bu uygulamadan haberdar olamazdım. 
Umarım bu söylediklerimi deneyimlemek zorunda kalmazsınız. Yine de kulağınızın bir köşesinde küpe olsun söylediklerim. 

Eh, hepimize güzel günler olsun o zaman. :)



Etiketler: , , ,