Islands of Adventure- Universal Stüdyoları'nda bir gün-1...

Orlando'ya vardığımız gecenin sabahında oyun parkı eğlencemiz başlıyor. Sabah otelden erkenden çıkıyoruz. Stüdyoların içinde konaklamanın avantajlarından biri de Harry Potter Stüdyoları'na bir saat erken girme şansımızın olması.


Kuzey de elbette heyecanlı ama ben ondan daha da heyecanlıyım. Oyunlar değil beni heyecanlandıran. Harry Potter filmlerinde geçen mekanların aynen yaratılması ve benim de burada gezecek olmam. Gezmeyi, dokunmayı, anı yavaş yavaş yaşamayı seviyorum ben. Adrenalini yüksek oyunlar ilgimi çekmiyor çünkü korkuyorum. Tüm seyahat boyunca ''roller coaster''lara bir kez bile binmiyorum. Pek de umurumda değil açıkçası. Diğer 3D- 4D oyunların hepsi nefis!
Aynı benim gibi, oyun parkına çocuğuyla gidip acaba hangi oyunlara binsek diye düşünenler olacaktır. Bu yazı onlar için! Bizim daha önce Kuzey'li ve Kuzey'siz olarak birkaç oyun parkı tecrübemiz oldu. Bu yüzden çocukla gidecekler için ayrıntıların önemli olduğunu biliyorum. 

Konuyu dağıtmadan şunu diyebilirim:
- 5-7 arası çocuğuyla oyun parkına gidip, fazla abartmadan keyifli bir gün geçirmek isteyenler İtalya'ya Gardaland'e gitsinler. Eğlenceli, fazla korkutmayan naif oyunlar var. Benim Kuzey'le gittiklerim içinde en sevdiğim oyun parkı burası olmuştu.

-Bir zamanlar benim gibi 7 yaşındaki oğlunuzu alıp Euro Disney'e gidecekseniz, oyun parkının içinde bir dolu roller-coaster olduğunu da aklınızdan çıkarmayın ve bindiğiniz oyunlara dikkat edin. Ben dikkatsizliğim sonucunda bir roller-coaster'a binmiştim ve bu tür sürüşlerden hoşlanmayan oğlum için çok sevimsiz bir tecrübe oldu. 

Bu sebepten dolayı Kuzey ile beraber gideceğimiz Orlando Oyun Parkları için kapsamlı bir araştırma yaptım. Gitmeden önce tüm oyunlara baktım, hatta you tube'dan oturup seyrettim. 

Orlando'da hangi oyun parkına gittik?

Orlando, oyun parkları açısından bir cennet. İnsan hangisine gideceğini şaşırıyor. Her yaşa, her zevke uygun oyun temalarıyla donatılmış onlarca park var.
Biz de herkes gibi eğlenceli parkları sevsek de gitmeden önce park işini kendimizce tadında bırakmaya karar verdik. Yorulmadan, koşturmadan eğlenelim dedik ve sonuçta tek bir parkın biletini aldık. Üç günlük Universal Stüdyoları eğlencesinde karar kıldık. 

Daha önce de belirttiğim gibi bu üç günü en keyifli ve en konforlu şekilde geçirimek için de şunları yaptık:
- Universal Stüdyoları'nın içindeki otellerden birinde konakladık. 
- Bu otelleren birinde konaklayarak oyun parklarına erken giriş hakkını kazanmış olduk. 
- ''Fast Track'' bilet aldık. Hızlı Geçiş hakkı veren bu biletler sayesinde oyunlar sırasında hiç beklemedik, günümüzü çok daha verimli hale getirdik. Çok beğendiğimiz oyunlar olduğunda da çıktıktan sonra tekrar girdik. 

Şimdi gelelim Universal Stüdyoları'ndaki oyunlara. 
Bu yazı genel olarak Kuzey'in yaşında çocukları olan okuyucular için faydalı olacak bir yazı çünkü 10-11 yaş aralığındaki bir çocuğun ilgi alanlarına göre seçimler yaptık. Daha küçük çocuklar için olan oyunların hiçbirine girmediğimiz gibi, bazı çocukları çok hoşlanabileceği roller-coaster'lara da binmedik. 

Universal Stüdyoları iki parka ayrılıyor. Biri Islands of Adventure, diğeri ise Universal Studios Florida.
Biz ilk gün Islands of Adventure tarafına gidiyoruz. Sabah kahvaltımız burada!

Kahvaltı için rezervasyonumuz saat 9'da. Önce bilet gişesine gidiyoruz. Orada internetten aldığımız biletleri geçerli hale getiriyor, yanlış hatırlamıyorsam 5 dolarlık bir indirim kartı alıyoruz. Bu jestleri bize tüm seyahat boyunca yetiyormuş derim şimdi :)

Giriş kontuarlarının önüne gelince biletinizi alıp makineye tanıtıyorlar. Biletinizin üstüne isminizi yazdırıyorlar ve parmağınızı okutuyorlar.  Başkasının biletiyle  içeri girmenin hiçbir yolu yok; biletin sahibinin parmağını yanınızda getirirseniz o başka!

Hemen Harry Potter Stüdyoları'na doğru yürüyoruz. İçeride şimdiden bir sürü insan var. Fotoğraf çekmek isteyenler için bu saat en güzel saat, en fazla bir saat içinde parkın içi insan kaynıyor, kuyruklar uzuyor. 





Island of Adventure'da Harry Potter Stüdyoları'nın olduğu yerde Hogsmeade Kasabası canlandırılmış. Yani çocukların okullarının, Hogwarts Kalesi'nin olduğu yer.

Kasabanın içine girer girmez büyülü bir yere adım atmış gibi oluyorsunuz. Filmde gördüğünüz her ayrıntı bu kasabada kendine yer bulmuş. Londra'dan satın aldığımız asalar evin bir köşesinde duruyor. Burada asalarla başka atraksiyonlar yaratılmış, asaların ucuna takılmış alıcılarla asalar inter-aktif hale getirilmiş. Üstlerine pelerin giymiş bir sürü çocuk ellerinde asalarla dükkanların önüne geçip büyü yapmaya çalışıyorlar. İnteraktif asalarla büyüleri doğru şekilde yaparlarsa pencerelerin ardındaki kitapların sayfası açılıyor, pastanedeki pastalar dönmeye başlıyor, yarım kalmış örgü kendi kendine örmeye başlıyor. Bu durumda derhal bir asa alınıyor. Böylece asa sayısı üçe yükselmiş oluyor. :)


Yukarıdaki videoda görüldüğü üzere kart büyücüler çırağa nasıl büyü yapmasını öğretiyor. :)

İlk sabahki kahvaltımızı uzun uzun anlatmıştım zaten. Three Broomsticks'deki kahvaltımızı merak edenler buraya tıklayabilirler.

Kahvaltının hemen bitiminde kendimizi Hogsmeade'in sokaklarında gezmeye verdik. Dükkanların vitrinlerine baktık, kimi dükkanların içine girdik, etrafta dolaşıp büyüler yaptık.








Oyun parkının bu kısmında neler var?


Ollivanders: Önünde uzun kuyrukların olduğu bu dükkanda ne olduğunu bilmiyorduk ama hiçbir atraksiyonu kaçırmamaya niyetli olduğumuzdan bu kadar sıranın boşa olmayacağını düşünerek sıraya girdik. Oyun parkına geldiğimiz ilk gün hava çok soğuktu. Biraz ısınmak için zıplayıp durduk. Arkamızda bekleyen yaşlı kadına içeride nasıl bir atraksiyonun olduğunu sorduk. Böylece Harry Potter filmlerinde gördüğümüz Hogwarts Büyücülük Okulu'na gidecek çocukların asalarını alırken yaşadıkları deneyimin aynısının canlandırıldığını öğrendik. Bu bizim evin en küçük üyesinin bayılacağı bir canlandırma olacağı için sırada bekledik. 

İçeride kamera görüntüsü almak yasak. Fotoğraf çekmek serbest ama içerisi çok loş olduğu için fotoğrafların iyi çıkma olanağı yok çünkü flaşla fotoğraf çekmeye izin vermiyorlar. Canlandırmanın nefis olduğunu söylememe gerek var mı bilmiyorum. İçeri alınan on beş kişilik gruptan biri seçiliyor ve asasını seçme şansına sahip oluyor. Pardon asa onu seçiyor! Ne yazık ki bizim girdiğimiz grupta çok istekli bir genç kadın olduğu için Kuzey asa seçme deneyimini yaşayamadı. Ertesi gün stüdyonun diğer tarafında Ollivanders sırasına tekrar girdik. Bu sefer Kuzey'cim asasını seçti ve sanırım o an itibariyle dünyanın en mutlu çocuğu oldu.
Elbette asa onu seçtiği için !!! o asayı da aldık. :) Asa sayısı böylece dörde ulaşmış oldu.

Dragon Challenge: Kendisinin Harry Potter Stüdyoları'nın en hızlı roller coasterı olduğunu söyleyerek konuya nokta koyayım. Önünde uzun kuyrukların olduğu bu sürüşe binenlerin çığlıkları izlenmeye değerdi doğrusu. Tabii ki ayaklarım yere basarken. Roller coaster sevenlerin mutlaka binmesi gereken bir sürüş. 

Flight of Hippogriff: En fazla sekiz yaşına gelmiş çocuğunuzla binebileceğiniz hafif tempolu bir tren. Kuzey için hiçbir eğlencesi olmadığı için biz binmedik.

Harry Potter and the Forbidden Journey: Şimdi orada olsak da tekrar binsek! 

Nasıl güzel bir deneyim olduğunu anlatmaya kelimelerim yetmez herhalde. Bu 4D deneyim için uzun bir kuyruğu göze almanız gerekiyor. Hızlı geçiş hakkı veren biletler ne yazık ki burada geçerli değil. Kuyruk ne kadar uzun olursa olsun, bu deneyim beklemenin hakkını veriyor. Sizi havalara uçuracak koltuklarınıza oturmadan önce Hogwarts Kalesi'nin içinde yürüyor, Büyücülük Okulu'na giren öğrencilerin hangi gruba katılacağını belirleyen şapkayı görüyor, Griffindor Genel Salonu'nun kapısını bekleyen şişman kadının olduğu tablonun önünden geçiyorsunuz. Elbette tabloların hepsi filmde gördüğünüz gibi hareket ediyor, konuşuyor. Sonra sizi maceraya sürükleyecek koltuklarınıza oturuyor ve Hogwarts Kalesi'nin üstünde uçuyor, süpürgenin üstünde quidditch oynuyorsunuz. 
Atlanmaması, hatta birkaç kez binilmesi gereken bir sürüş olduğunu söyleyeyim.







Hog's Head Pub: Three Broomsticks (Üç Süpürge Barı)' in devamı olan bir pub. Harry Potter atmosferini devam ettirmek isteyenler için teneffüs zamanı diyelim.




Islands of Adventure'da Harry Potter dünyası böyle işte!
Keşke hep hayali dünyalarda yaşasak!




Etiketler: , , , ,