Facebook'a biraz ara verelim, hayatımız nasıl hafifliyormuş görelim.

Mutlu olmaya karar verdim. 
Bugün çok uzun zamandan beri işten birkaç saatliğine kaçtım. Buyaka AVM'ye gidip bir şey almam gerekiyordu. Alışverişimi yapıp Meydan'daki Saray'a gidecek ve canım arkadaşımla birkaç saat sohbet edecektim. Saatin farkında değildim ama alışveriş merkezine girerken hoparlörden yayılan ses alışveriş merkezinin açıldığını ve konuklarına iyi alışverişler dilediğini söyleyince saatin on olduğunu anladım. Ben de şu alışveriş delilerinden olmuştum galiba. Yoksa sabahın köründe ne işim vardı burada? 

Hızlı adımlarla hedefim olan mağazaya yürürken etraftaki insanlara kaydı gözüm. Abartmıyorum herkesin elinde bir cep telefonu vardı ve tüm benlikleriyle ekrana kilitlenmişlerdi. Bu görüntülerle zaten çok sık karşılaşıyorum artık. Sabahları sitede yürüyüş yaparken de otoparklardan arabalarıyla çıkan her şoförün elinde telefonu oluyor. Telefonla yatıp telefonla kalkıyoruz vesselam. 


Geçen hafta artık çok sıkıldığım ve yıldığım için facebook'tan emekli oldum. Öyle kesin bir karar değil benimkisi. Facebook'a, kullanıcılara falan da buradan pislik atacak değilim. Benim mola sebebim, ruhumun çok kirlenmiş ve yorulmuş olması. İşin en kötü yanı, facebook orucu yüzünden sevdiğim insanların kitap paylaşımlarımdan, bana ilham veren yazılarından ve keyifli çay-kahve fotoğraflarından da mahrum oluyorum. Amma velakin, işin tüm stresine, yoğunluktan birkaç satır yazamamama ve iç sesimin devamlı hayıflanıp durmasına rağmen huzurluyum arkadaş. 


Yeni bir karara kadar bu böyle olacak. Bir haftalık süreçte facebook'a bakmadığım zamanlarda krize girmediğimi de anlamış oldum. Hani az önce alışveriş merkezlerinde bir banka oturmuş, ya da çalıştıkları mağazalar süpürülürken kapıda cep telefonlarına bakan insanlar vardı dedim ya, işte ben o insanlardan olmayacağım. Zaman akıp giderken ben yaşadığım anın içinde olacağım ve hayatı ıskalamayacağım. Bugünlerde beni en çok sevindiren kararım bu. Varsın herkes her an ne yaptığımı bilmesin! Ben o anı sevdiklerimle yaşıyorum ya, bana yeter!

İnsanlık için küçük ama bu blog sahibesi için büyük bir adım bu. Belki Nirvana'ya bile ererim. :)

Etiketler: ,