En güzel Christmas pazarları nerede?

Akşam internette gezinirken soğuk bir köşeye, soğuk bir zamana üç uçak bileti aldım. Pek düşünmeden. İç ses bazen çok düşünmememi söylüyor. Bu aralar böyle anlık kararların etkisindeyim. Geçen gün iş yerime yakın bir spor salonuna uğradım. Bir spor salonuyla ilk bakışta aşktı galiba bu seferki. Etrafımdaki herkes biliyor ki pek spor insanı değilim. Pilatesin dışında pek bir şey yaptığımı, hele ki istekle yaptığımı gören çıkmamıştır. Ben bile kendimi coşkuyla spor yapan ruh halimle  hiç görmedim. Genellikle dağda bayırda yürürken içimde ışıldayan bir şey oluyor. Pır pır. O halle karşılaşmam için de sabah erkenden kalkmam ve kendimi kapıdan dışarı atmam gerekiyor. Bu bahsettiğim spor salonundan etkilenince, "Yaparım ben dedim!" Esas amacım iş saatlerinde bir saat kaçıp kendimi buraya atabilmek. Haftada iki gün yoga var mesela. Bir dolu ders daha ama benim aklım öğle saatlerindeki yogada. Hep birlikte parayı çöpe mi attım yoksa doğru bir şey mi yaptım göreceğiz.

Fotoğraf Bern'den😀 Tüm fotoğraflarımı kaybetmiş olduğuma göre fotoğrafı Server çekmiş olmalı. Üstünde birazcık efekt var 😀  
Olmazsa bir kere daha spor salonlarında yapamadığımı tasdiklemiş olacağız. Bu sefer hep birlikte.
İşte, kendim için yapmaya niyet ettiğim şeylerden ilki için yukarıda bir adım attığımı görüyoruz. Geçen postta da anlattığım üzere iştahım da tavan yapmış vaziyette. Kendimi kontrol etmeye çalışsam da devamlı ağzıma bir şey atarken yakalıyorum kendimi. Mesele sadece kilo değil; sadece amaçsızca yapılan şeylerden hiç haz etmemem. Aç olmadan yemek yemek de bunlardan biri. Canım tatlı isterse yerim ama aç olmadan, tatlı yemeye ihtiyaç duymadan yemek niye? Bu durumu bir son vermek istedim. Hazır Çinden yeşil çaylarım da gelmişken artık kendime çeki düzen verebilirim. (Adamcağızın geçen sefer getirdiği çaylar sanki bitmiş gibi konuşuyor yazar burada)

Sevgili arkadaşlar, yol isteği içimde tavan yapmış vaziyette. Sanki yıllardır bir yere gitmemişim gibi bir uçağa atlayıp yola düşmek istiyorum. Mutlu insanlar görmek istiyorum etrafımda. Halloween'i kaçırmış olabilirim. Aradığım süs kabaklarına buradaki pazarlarda rastlamış olsaydım evi bir kabak cennetine çevirebilir, değişik yapı ve formattaki kabakların vesikalık fotoğraflarını çekebilirdim. Ne yazık ki hiç mi hiç kabak yoktu ortalıkta. Geçen haftaki organik pazar seferinden sırf bu yüzden bal kabağı alarak döndüm. Ondan da bol şekerli kabak tatlısı yaptığımız için, niyetimle yaptıklarım hiç örtüşmedi. Kendimi şaşkınlıkla izlemek de ayrı bir mutluluk kaynağı benim için. Kendimi kahvemin yanında kocaman bir elmalı pie'yı didiklerken buluyorum. Vücudum, ruhum kendini kışa hazırlıyor. Oysa her kışın sununda bir yaz var. Haksız mıyım? Halloween'den yola çıktım biliyorum, derdim konuyu Noel Pazarlarına getirmek. Evet, Christmas Pazarları'na gitmek, ışıltıları içindeki meydanlarda dolaşmak, donmak ve sıcak şarap içmek istiyorum. Eğer gidersem eldivenli ellerimin arasından dumanı tüten şarapların/kahvelerin fotoğrafını paylaşacağım. Şehir meydanlarına kurulmuş kocaman çam ağaçlarının altında eminim kendime şöyle diyeceğim. "Ohh, iyi ki gelmişiz buraya." Belki birkaç hediyelik de alırım. Ne bileyim? Hayal kuruyorum işte. Isınıyorum hayallere daldıkça.


Etiketler: , , , , , , ,