52 Liste Projesi
Liste 45- İdealimdeki tatil sezonu...
Cuma oldu. Stres dolu bir iş gününden sonra eve geldiğim için çok mutluyum. Yemeğimi yedim, ekmek hamurunu yeni aldığım makinemize attım ve çayımı alıp koltuğuma çöreklendim. Cuma akşamları hiç bitmesin, lastik gibi uzasın ve ben hafta sonuna giriyoruz diye içimde coşan sevinci olduğundan daha fazla üzerimde taşıyayım istiyorum. Geçe kalmış liste yazımı da yazarsam yeni yazılar yazabilmek için önüm açılmış olur hem!
Hadi o zaman 👉 Fazla söze gerek yok: Gezmeyi en sevdiğim mevsimler, ilkbahar ve sonbahar.
İşte benim tatil sezonum!
 |
Honfleur, bu yaz... |
Seyahat dedin mi yola düşmek için sebep aramam. Nihayetinde gezen tilki, oturan aslandan iyidir. (Bu atasözü kocamın en sevdiği atasözü bu arada!) Yine de ilkbahar ve sonbahar gibisi yok kanımca. Sonra ucunda deniz tatili olmasa yazı ne yapayım? Ağaçların çiçeklenmesi, çevremin envai çeşit renge bürünmesi elbette çok güzel. Bunun dışında yaz oldu mu insan sıcaktan bunalır, terler ve keyifle bir çay bile içemez. Şaka, şaka! Çayı her koşulda içerim. Deniz tatilini pek tercih etmediğimizi bloga yazdığım yazılardan anlamışsınızdır sanırım. Selçuk, tatil köylerini sevmiyor. Hem fiyatı açısından hem de bir yere saplanıp kalmak açısından ona hiç uymuyor. Bir şezlongun üstünde yatmaktan sıkılıyor. O yüzden denize gideceksek illa ki gittiğimiz yerin etrafında dolanmalı, tarihi bir yerleri gezmeli, köylerine uğramalı; kısacası kapana kısılmış gibi bir tatil köyünün içinde hapsolmamalıyız. Deniz adına bir türlü tam aradığımız şeyi bulamıyoruz. Mesela Bodrum'u hem denizi hem de etrafı açısından çok sevsek de kalabalıklar ve yenilen kazıkları düşününce tüm hevesimiz kaçıyor.

Mesela Phuket'e gidip de Phuket mi beğenmeyen biri var mı tanıdığınız? Yoksa, biz o aradığınız insanlarız. Denize girmek için Phuket'e kadar gitmeye gerek yok. Pek tabii, ben Maldivler'e, Seyşeller'e ve hatta Bora Bora'ya gitme hayallerimi her dem saklı tutuyorum. Mutlaka gideceğim. Bir de Bali var. Beynimin içinde dolanıp duruyor. Bir fırsatını yakalasam (uçak biletini kastediyorum) kimsenin gözünün yaşına bakmayıp soluğu Endonezya'da alacağım. Neden? Çünkü orada bisiklete binebilir, yürüyüş yapabilir, prinç tarlaları arasında gezebilir ve Ubud'a gidebiliriz. İşte bizim yaz anlayışımız. ☀️
Böyle "yürü babam yürü" gezdiğimiz için ılık havalar tam bizim havamız. İlkbaharda Paris gibisi var mı? Kafeler teraslarını açmış olur o vakit ve şehrin en güzel halini yaşarsınız. Bir kafede otururken sizi gerçek hayattan ayıran bir pencere olmadan sokağın tam ortasında, akan giden yaşamın içindesinizdir. Ağaçlar tomurcuklanmaya başlamış, giysiler hafiflemiş, sohbetler keyiflenmiştir. İnsanı bunaltmayan bir hava vardır. O yüzden ilkbahar gelince içimdeki yollara düşme aşkı alevlenir. Tatil dönemi de başladığından uçak biletlerinin fiyatları da alevlenmiştir ama yapacak bir şey yok tabii. 🌱
Sonbaharı zaten hepimiz seviyoruz. Öyle değil mi? Yoksa tüm sanal dünya havada uçuşan kızıl yapraklara methiyeler düzmezdi. Ben de o grubun içindeyim. Eylül ayı gelip kapıyı çaldı mı sanki tüm dertlerim hafifliyor ve yaşam daha güzel geliyor. Yürümek geliyor içimden. Ormanların içine doğru uzanan dar patikalardan yürümek, yaprakların şarkısını dinlemek, ayağımın altında çıtırdayan yaprakları cebime doldurmak geliyor içimden. Gezmek için de en güzel mevsimlerden biri sarı sonbahar. 🍁
Etiketler: 52 List Project, 52 liste projesi, gezmek için en güzel mevsim, ilkbahar, Liste İnsanı, Liste yapmanın kuralları, listelist, sonbahar sevinci