Sanki gitmek iyi gelecek gibi ❤️

Proust anketini yapıyordum; olmadı. Bitiremedim daha, bir de fotoğraf işi var o da hazır değil. Ursula gittiğinden beri de ondan bahsedip isteyip bahsedemiyorum. Bavul hazırlama işi var bir de. Şu uzun seyahatin zamanı geldi. Birkaç saat sonra yola çıkacağız. Bavulun kapağı hâlâ açık. En sevdiğim güneş gözlüğümü bulamadım. Zaten hava durumu da her gün yağmur gösteriyor. Yağmurluk almayı unutmamam lazım. İki günden beri de uzun tayt almam lazım diye kendime hatırlatıp duruyorum. Daha koymadım bavula. Gözlük yok, muhtemelen tayt da olmaz. Kuzey, "İyi ama bu akşam Beşiktaş'ın maçı var." dedi. Sanırım Beşiktaş'ın maçlarının olduğu akşamlara seyahat koymamamız lazım. Kitapları bavula tıkıştırdım. Kalemlerimi aldım. İnce bir defter var ama bana yetmezmiş gibi geliyor. Duyan da tatilde roman yazacağım zanneder. Öyle bir hâl üzerimde. Kendimi tanıdığım için bu deli hallerim tuhaf gelmiyor bana. Asıl termos almayı unuttum. Ona sinir oldum. Neyse yola gidiyoruz ne de olsa. Sinir olmak da ne? Her seyahat öncesinde üstüme yapışan tedirginlik yine benimle elbette. Arkadaş olduk kendisiyle. 


Dediğim gibi bu aralar hiçbir şeyin üstüne kuş konduramıyorum. Perşembe sabahı Çilek Suyu ile buluştuk. Nasıl tatlı! Kahvaltı ettik, sonra da Remzi. Sanki yıllardır tanışıyormuşuz gibiydik. Bazen bu durum bana garip geliyor, çoğunlukla da çok sahici. Onunla da öyle oldu. Uzun zamandır görmediğim bir arkadaşıma kavuşmuş gibiydim. Zamanın nasıl geçtiğini bilemedim. Haftanın en güzel günlerinden biriydi Çilek Suyu ile buluşmak. O bana Londra'dan bir kitap getirmiş, ben de ona bir Ursula aldım. Remzi Kitabevi'nde hâlâ bir Ursula standı kurmamışlardı. Var böyle bir durum bilirsiniz. Belki D&R'a kurulmuştur Ursula kitaplarından bir stand. Bu aralar ruh halim böyle. Karman çorman, biraz kavgaya müsait. Bir yer, durum bildirimi yapıp dönüşümde daha mutlu, daha sakin, daha normal olacağıma söz vererek ayrılıyorum buradan. 
❤️ 

Etiketler: , , ,