Bu sefer, bu soğuk Ocak ayında avucumun içinde bana sıkıca tutunmuş minik bir elle yürüyorum. Kafasında polar beresi, boynunu sıkıca kavramış atkısıyla annesinin sevdiği Paris sokaklarında yürüyor. Oğlanın burnu soğuktan kıpkırmızı; nedense ne Eyfel, ne Notre Dame, en çok Seine Nehri'ni merak ediyor. Törenle ailece ona devrettiğimiz fotoğraf makinesiyle Paris'i ikiye bölen bu nehri fotoğraflamak istiyor. Az önce Notre Dame Katedrali'nden çıktık. Uzunca bir süre önünde dolaştık, Fransa otoyollarının ''0 kilometre'' noktasını işaret eden sarı, yuvarlak metal levhayı keşfedip, kendimizi burada fotoğraflıyoruz. Victor Hugo'dan, Notre Dame'in Kamburu'ndan bahsediyoruz az biraz. İçeri girip, Jean D'arc'ın önünde pozlar veriyoruz, kapıdan çıkmadan 2 Euro verip kendimize anı parası alıyoruz. Çıkışta yapmayı istediğim başka bir şey var.

Paris'e gelmeden önce, bebekliğinden beri kitapçı kokusunun içinde büyümüş oğluma göstermek istediğim Shakespeare & Company kitabevini anlatıp durdum. Merakını iyice arttırmak için duvarlar dolusu kitapların arasına gizlenmiş, ancak gizli bir dedektifin gözleri gibi meraklı bakışların bakıp bulabileceği, gezgin gençlerin parasız gecelerini geçirebileceği yataklardan bahsettim. Kitabevinin o tanıdık kokusuna, küçük bir acar hafiye hilesi katarak yola devam ediyoruz.
Bu efsane kitabevi Paris sevdalısı çok insanın mutlaka uğradığı duraklardan biri olmuştur. Seine Nehri'nin bir yanında, Notre Dame Katedrali'nin o görkemli duruşunun gölgesine sığınmış, küçücük bir kitapçı dükkanıdır; ama sahibi George Whitman hayalinin peşinde koşmuş, büyük bir adamdır.
Kaçımız kurduğumuz hayallerinin peşinden gidip, ucundan yakalayabilme umuduyla mutluluğun peşine düşebildik ki?
Evet, kesinlikle inanıyorum ve biliyorum ki, mutluluk sadece hayallerimizin yanında ve umut etmek hayatı yaşanır kılmak için yeterli.
📌 Daha önce yazdığım yazılarda da bu kitabevine duyduğum sevgiden bahsetmiştim. Merak eden olursa kendisi buralarda
bir yerlerde.
📌 Sonra yazdığım önceki yazıda hızımı alamamış, fotoğraflar yükleyerek devam etmiştim
yazdıklarıma.
📌 Bir de Hemingway'in satırlarından dökülen Shakespeare and Co.
var ki..
Yolun karşı tarafına geçtiğimizde, yan yana sıralanmış küçük restaurantların yanında yeşil rengiyle kitabevi hemen gözüme çarpıyor. Sessizliğe bürünmüş, kitapların içinden fırlayıp ortalıklarda dolaşan, okurları içine çeken kitap cinleri yok ortalıkta. Belli ki kapılar kapalı ve bu soğuk günde bizi kitabevinin sıcağına kabul etmeyecekler. Sonra cama yapıştırılmış George Whitman fotoğrafları ve kapının üstüne asılmış bir ölüm haberiyle göz göze geliyorum. Tanıdığım çok yakın bir dostumu kaybetmişim gibi içimi keder kaplıyor. Uzun bir yaşamı tam da dilediği, istediği gibi yaşamış; hayatın ona sunduğu çizgide değil de, kendi rotasında yaşamış bu yaşlı adama saygı duyuyorum.
Kitaplarla kurduğu hayatı, yaşamla kurulmuş en büyük iş kabul eden bu misafirperver insan, kitabevinin çok yakınlarında bulunan evinde kedisi, köpeği ve kitaplarıyla 98. yaşını kutladıktan iki gün sonra bu dünyada bıraktığı derin izlerle Pere Lachaise'de bulunan dostlarının arasına göçüp gidiyor. Kitapların, kitapseverlerin, yazarların ve sanatseverlerin arasında geçirilmiş uzunca bir yaşamın ardından bu çok sevilen kitabevi şimdi kızı Slyvia Whitman' a emanet.
Notre Dame'ı gören üst kattaki pencereden bizi son kez selamlayan George Whitman'a benden de selam olsun. Eminim kitapların arasında süren yaşamı, gittiği yerde de böyle keyifle devam edecektir.
Etiketler: American Bookstores in Paris, george whitman, paris, Paris Gezilecek Yerler, Paris kitapçıları, Shakespeare and Co Cafe, Shakespeare and Company, Sylvia Whitman